27.03.2018 / Salı
Çoktan eritirdim ben seni çoktan,
Ah bu hormonların gözü kör olsun!
Herkese merhaba sevgili üyeler!
Fit olmak istiyorsunuz, bunun için yaşam tarzınızı değiştirmek istediniz, hareketsiz yaşamınıza JustFit’te düzenli egzersiz ile hareket getirdiniz, beslenme şeklinizi arada ufak firelerle olsa da sağlıklı bir çizgiye taşıdınız ama eksik bir şey mi var hayatınızda? Tartıya çıktığınızda gözleriniz sık sık dalıyor mu?
Eksik bir şey mi var?
İşte, bu gözden kaçırmanızla eksik kalan söz konusu noktalardan biri, cinsiyet hormonlarınız olabilir. Her zaman belirttiğimiz gibi, siz fit olma meselesine enerji harcıyorsunuz, zaman ayırıyorsunuz ama bu bina etmeye çalıştığınız şeyi, dergilerde gördüğünüz ahşap cilası dökülmüşçesine parlayan vücutların üzerine değil, kendi kalıtımsal/genetik mirasınız üzerine, biyolojik cinsiyetiniz üzerine bina ediyorsunuz. Bu noktada da işler biraz karışıyor, hele kadınsanız, bu hormonlar bazen sizin değil de başkasının hormonlarıymış gibi, onu besleyen büyüten siz değilmişsiniz gibi amacınıza neredeyse “düşman” çalışabiliyorlar…
David, Michelangelo, 1501-1504
Mart ayı, dert ayı…
“Kadınlık” meselesi, psikanalizin en temel konularından biri olmuştur. Freud’un bile geldiği nokta, “Kadınlar ne ister?”in cevabını tam oluşturmamıştır. Freud, sözcüğün tüm simgesel anlamlarıyla kız çocuğunun “penis” kıskançlığı olduğunu söyler; feministler tabi daha sonra bu kurama karşı çıkmışlardır. Açık söylemek gerekirse, bunların cevabını bilemiyorum; yani, penis kıskançlığım var mıydı yok mu, eksiğim var mı, varsa neremde, ama testesteron kıskançlığım sonuna kadar var! Küçük bir kızken de vardı; babam, bacak güzelliği için kalkıp da bir şey yapmak bir yana hayatında bacaklarının güzelliğini vs aklından geçirmemiştir ama kendiliğinden sütun gibi bacakları vardı, belki çocukluk evresinden sonra hiç koşmamıştı bile ama calfleri görünürdü. Bense ne zaman hedef beslenmemin dışına çıksam pişmanlıkla bacaklarıma bakarım, çünkü bacaklarım dikkat etmezsem çoğunuz gibi sütun şöyle dursun daha çok istinat duvarına benziyorlar… İşte, kadınların aleyhine doğal bir adaletsizlik daha… Damn it!
Östrojen, Testesterona karşı…
Biliyorsunuz; kadınlarda testesteron (erkeklik hormonu), erkeklerde östrojen (kadınlık hormonu) yoktur diye bir şey yoktur. Her cinste de ikisi bir arada bulunur ama:
Bernini, Apollo & Daphne, 1622-1625
Ve diğerleri…
Kaslarınızın büyümesinde tabi, büyüme hormonu, tiroid hormonu, insülin hormonu, kortizol hormonunun da etkisi vardır. Bunlardan büyüme hormonu, ne kadar çok salınırsa bu sürece çeşitli biçimlerde o kadar olumlu etki eder; troid, metabolizma hızını arttırır; insülin, büyüme hormonu salınımına olumsuz etki eder; kortizol da stres anında kendini açığa vurur ve büyüme hormonunun faaliyetine taş koyar. Ayrıca, testesteronun sentezlenmesi için de kolesterole ihtiyaç duyuluyor.
Kadınlar için, polikistik over mesela bir endokrinolojik hastalık olarak öne çıkar ve bu hastalarda yağ hücreleri normal bir yağ hücresinden % 25 büyük olur. Çevrenizdeki “su içsem yarıyor”cuların bir kısmı bu hastalıktan mustarip olabilir…
“Anatomi, Yazgıdır!”
Yani, şairin dediği gibi, üzülmeyin, umutsuz olmayın, hep suç sizde değil, sizi yakıp yıkan bir kader vardır! Çok da şey yapmayın, Freud doğru söylüyor; anatomi, yazgıdır!…
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Sevgiyle ve fit kalın!
JustFitModa